IRCDefteri - En İyi IRCForum Sayfasi
  SohbetYaz.Com


 Kayıt ol  Bugünkü Mesajlar  Arama

Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 07.Eylül.2022   #1
Çevrimdışı
Bizimsohbet.net
Buyuk Giza Piramidi Nasil Bir Yapidir?


Yeni yapilan calismalarda, iscilerin Giza Pramidi’nin yapimi icin kullanilan 15 tonluk dev taslari tasimak icin Nil Nehri’ne ait bir kanalda yuzdurdugunu ortaya koydu. Arastirmacilar Giza Pramidi’ne yakin bir bolgede akan Nil nehrine bagli bir Khufu kanalini gun yuzune cikardi. Bulunan bu kanal MO 600 yilinda kurumus oldugundan gunumuzde yoktur.Buyuk Giza Piramidi Nasil Bir Yapidir?

Buyuk Giza Piramidi, Misir‘in tanimlayici bir sembolu ve dunyanin antik Yedi Harikasi’nin sonuncusudur. Modern Kahire sehrinin yakinindaki Giza platosunda yer alir ve 4. Hanedan’in krali Khufu (M.O. 2589-2566, Cheops olarak da bilinir) doneminde yirmi yillik bir sure icinde insa edilmistir.

Eyfel Kulesi 1889 yilinda Fransa‘nin baskenti Paris’te tamamlanana kadar Buyuk Piramit dunyada insan eliyle yapilmis en yuksek yapiydi; bu rekoru 3.000 yildan fazla bir suredir elinde tutuyordu ve kirilmasi da pek olasi degildi. Diger akademisyenler 1300 yilinda insa edilen Ingiltere’deki Lincoln Katedrali’nin kulesini Buyuk Piramit’i yukseklik olarak gecen yapi olarak isaret etmislerdir, ancak yine de Misir aniti etkileyici bir sure boyunca bu unvani elinde tutmustur.
Piramit, 754 feet (230 metre) taban ile 479 feet (146 metre) yukseklige kadar yukselir ve iki milyondan fazla tas bloktan olusur. Bu taslardan bazilari o kadar buyuk ve agirdir ki (Kral Odasi’ndaki granit levhalar gibi), onlari bu kadar hassas bir sekilde yukseltmenin ve konumlandirmanin lojistigi modern standartlara gore imkansiz gorunmektedir.

Piramit, modern teknikler ve bilimsel analizler kullanilarak ilk kez 1880 yilinda, genel olarak Misir’da, ozel olarak da Giza’daki arkeolojik calismalarin standardini belirleyen Ingiliz arkeologlar (y.1853-1942) tarafindan kazilmistir. Arkeologlar 1883 yilinda piramit uzerine yazarken sunlari kaydetmislerdir:

“Piramidin yapilis amacina iliskin pek cok teori olsa da, en yaygin kabul goren anlayis piramidin kral mezari olarak insa edildigi yonundedir. Ancak piramidin tam olarak nasil insa edildigi, gunumuzde hala insanlarin kafasini karistirmaktadir. Bloklari yerine yerlestirmek icin yapinin disindan gecen rampalar teorisi tarihciler tarafindan hala tartisilmaktadir. “Sacak” ya da “Yeni Cag” olarak adlandirilan teoriler, yapi icin gerekli olan ileri teknolojiyi aciklamak icin dunya disi varliklara ve onlarin antik donemde Misir’a yaptiklari dusunulen sIk ziyaretlere atifta bulunmaktadir.”Buyuk Giza Piramidi Nasil Bir Yapidir?

Bu teoriler, piramidin eski Misirlilar tarafindan, buyuk olasilikla kayit altina almaya gerek duymayacaklari kadar yaygin olan teknolojik araclar kullanilarak insa edildigini kanitlayan kanitlarin artmasina ragmen gelistirilmeye devam etmektedir. Yine de, ic gecitlerin, saftlarin ve odalarin (Kral Odasi, Kralice Odasi ve Buyuk Galeri) yani sira yakindaki Osiris Safti’nin karmasIkligi, piramidin nasil insa edildiginin gizemi ve kardinal noktalara yonelimi ile birlestiginde, bu uc teorilerin devam etmesini tesvik etmektedir.

Anitin insasiyla ilgili bir baska kalici teori de kolelerin sirtinda insa edildigidir. Genel olarak Misir anitlarinin ve ozellikle de Buyuk Piramit’in Ibrani kole emegi kullanilarak insa edildigine dair yaygin gorusun aksine, Gize piramitleri ve ulkedeki diger tum tapinak ve anitlar, becerileri icin ise alinan ve emeklerinin karsiligini alan Misirlilar tarafindan insa edilmistir. Misir tarihinin herhangi bir donemine ait hicbir kanit, Incil’in Cikis Kitabi’nda anlatilan olaylari desteklememektedir.

Giza’daki isci konutlari 1979 yilinda Misir bilimciler Lehner ve Hawass tarafindan kesfedilmis ve tam olarak belgelenmistir, ancak bu kanit ortaya cikmadan once bile eski Misir belgeleri devlet destekli anitlar icin Misirli iscilere odeme yapildigini kanitlarken, herhangi bir etnik gruptan kole nufusun zorla calistirildigina dair bir kanit sunmamaktadir. Ulkenin dort bir yanindan gelen Misirlilar, krallari icin sonsuza dek surecek ebedi bir ev insa etmek amaciyla cesitli nedenlerle anitta calismislardir.

Piramitler ve Giza Platosu
Erken Hanedanlik Donemi’nin (M.O. 3150-c.2613) sonlarina dogru vezir Imhotep ((M.O. 2667-2600)) krali Djoser icin digerlerine benzemeyen ozenli bir mezar yapma yontemi gelistirmistir. Djoser’in hukumdarligindan once (M.O. 2670 civari) mezarlar mastaba olarak bilinen mutevazi hoyukler seklinde camurdan insa edilirdi. Imhotep, o zamanlar radikal bir plan olan, sadece tastan bir mastaba insa etmeyi degil, ayni zamanda bu yapilari ust uste dizerek devasa, kalici bir anit yaratmayi tasarladi. Onun bu vizyonu, gunumuzde hala ayakta duran ve dunyanin en eski piramidi olan Sakkara’daki Djoser’in Basamakli Piramidi’nin yaratilmasina yol acti.

Yine de Basamakli Piramit “gercek bir piramit” degildi ve Eski Krallik doneminde (yaklasIk M.O. 2613-2181) kral Sneferu (yaklasIk M.O. 2613-2589) Imhotep’in planlarini gelistirmeye ve daha da etkileyici bir anit yaratmaya calisti. Ilk denemesi olan Meidum’daki Cokmus Piramit, Imhotep’in tasarimindan cok fazla uzaklastigi icin basarisiz oldu. Ancak Sneferu hatasindan ders cikarmis ve tabandan zirveye kadar olan acinin yanlis hesaplanmasi nedeniyle basarisiz olan bir baska piramit olan Egik Piramit uzerinde calismaya baslamistir. Yilmayan Sneferu, bu deneyimden ogrendiklerini kullanarak Misir’da insa edilen ilk gercek piramit olan Kirmizi Piramit’i insa etti.

Bir piramit insa etmek muazzam kaynaklar ve her turden vasifli ve vasifsiz iscinin bakimini gerektiriyordu. Genellikle “piramit insaatcilari” olarak anilan 4. Hanedan krallari, hukumetin istikrari ve ticaret yoluyla elde edebildikleri zenginlik sayesinde bu kaynaklara hukmedebiliyorlardi. Guclu bir merkezi hukumet ve servet fazlasi, piramit insa etme cabalari icin hayati onem tasiyordu ve bu kaynaklar Sneferu’nun olumu uzerine oglu Khufu’ya gecti.Buyuk Giza Piramidi Nasil Bir Yapidir?

Khufu’nun iktidara geldikten kisa bir sure sonra buyuk mezarini insa etmek icin calismaya basladigi anlasiliyor. Eski Krallik hukumdarlari Memphis sehrinden yonetiliyordu ve yakindaki Sakkara nekropolu zaten Djoser’in piramit kompleksi tarafindan domine edilmisti, Dasur gibi diger alanlar ise Sneferu tarafindan kullanilmisti. Ancak daha eski bir nekropol de yakinlardaydi ve bu Giza’ydi. Khufu’nun annesi I. Hetepheres (M.O. 2566) buraya gomulmustu ve yakinlarda dikkat cekmek icin rekabet edecek baska buyuk anitlar yoktu; bu yuzden Khufu piramidinin yeri olarak Giza’yi secti.

Piramidin Insasi

Bir piramit insa etmenin ilk adimi, en iyi yere karar verdikten sonra, ekipleri organize etmek ve kaynaklari tahsis etmekti ve bu da Misir’daki en guclu ikinci adam olan vezirin isiydi. Khufu’nun veziri, Buyuk Piramit’in tasarimi ve insasiyla taninan yegeni Hemiunu’ydu. Hemiunu’nun babasi Nefermaat (Khufu’nun kardesi) piramit insa projelerinde Sneferu’nun vezirligini yapmisti ve muhtemelen bu deneyimlerinden insaat hakkinda cok sey ogrenmisti.

Vezir herhangi bir insaat projesinin son mimariydi ve malzeme, nakliye, iscilik, odemeler ve isin diger yonleriyle ilgili sorumlulugu devretmek zorundaydi. Yazili makbuzlar, mektuplar, gunluk kayitlari, saraya gelen ve saraydan giden resmi raporlar, Khufu’nun hukumdarligi doneminde Giza’da buyuk bir insaat projesinin gerceklestirildigini acikca ortaya koymaktadir, ancak bu kanitlarin hicbiri piramidin tam olarak nasil olusturuldugunu gostermemektedir. Buyuk Piramit’in insasinda ortaya cikan teknolojik beceri gunumuzde de bilim insanlarini ve digerlerini sasirtmaya devam etmektedir.

Buyuk Piramit’in nasil insa edildigini anlamaya calisan herkes icin sorun teskil eden sey tam da “istenen sekli yaratmak” icin gereken beceri ve teknolojidir. Gunumuz teorileri, piramidin temeli etrafinda yukseltilen ve yapi buyudukce daha da yukselen rampalar kavramina dayanmaya devam etmektedir. Halen tartisilmakta olan rampa teorisi, temel saglam oldugunda, bu rampalarin yapi insa edilirken etrafinda kolayca yukseltilebilecegini ve tonlarca tasin hassas bir duzende tasinmasi ve yerlestirilmesi icin gerekli araclari saglayabilecegini savunmaktadir.

Misir’da bu tur rampalarin bol miktarda yapilabilmesi icin gerekli ahsabin bulunmamasi, iscilerin taslari yukari tasimak zorunda kalacaklari acilar ve agir tas tugla ve granit levhalarin vinc olmadan (ki Misirlilar buna sahip degildi) yerlerine tasinmasinin imkansizligi gibi sorunlarin yani sira, en ciddi sorun rampa teorisinin tamamen uygulanamaz olmasindan kaynaklanmaktadir. Arastirmacilar bunu su sekilde acikliyor:

“Sorun fizikle ilgilidir. Bir egimin acisi ne kadar dik olursa, bir nesneyi o egimde yukari tasimak icin o kadar fazla caba gerekir. Dolayisiyla, nispeten az sayida insanin, ornegin on kisinin, iki tonluk bir yuku bir rampadan yukari surukleyebilmesi icin, rampanin acisi yaklasIk yuzde sekizden fazla olamaz. Geometri bize 480 feet yukseklige ulasmak icin yuzde sekiz egimle yukselen bir egik duzlemin bitis noktasindan neredeyse bir mil uzakta baslamasi gerektigini soyler. Buyuk Piramit kadar yukselen bir mil uzunlugunda bir rampa insa etmenin piramidin kendisi icin gereken kadar malzeme gerektirecegi hesaplanmistir – isciler yirmi yillik bir zaman diliminde iki piramide esdeger bir rampa insa etmek zorunda kalacaklardir.”

Her ne kadar Misirlilar gunumuzde anlasildigi sekliyle bir vinc hakkinda bilgi sahibi olmasalar da, bir ucunda kova ve halat, diger ucunda ise karsi agirlik bulunan ve tipik olarak bir kuyudan su cekmek icin kullanilan uzun bir direk olan saduf’a sahiptiler. Asagidan gelen hidrolik guc, yukaridan gelen vinclerle birlestiginde taslari piramidin ici boyunca hareket ettirebilirdi ve bu ayni zamanda anitta bulunan ve diger teorilerin tam olarak aciklayamadigi saftlari ve bosluklari da aciklardi.

Giza’daki su seviyesinin gunumuzde hala oldukca yuksek oldugu ve gecmiste daha yuksek oldugu cok aciktir. Misir bilimci Zahi Hawass, 1999 yilinda Buyuk Piramit yakinlarindaki Osiris Safti’nda yaptigi kazi hakkinda yazarken, “kazinin, ozellikle yuksek su seviyesinin neden oldugu tehlikeli calisma dogasi nedeniyle cok zorlu oldugunu kanitladigini” belirtmektedir (381). Ayni makalede Hawass, 1945 yilinda Giza’daki rehberlerin duzenli olarak bu yeralti kuyusunun sularinda yuzduklerini ve “kuyudaki yukselen su seviyesinin akademisyenlerin daha fazla calismasini engelledigini” belirtmektedir (379).Buyuk Giza Piramidi Nasil Bir Yapidir?

Ayrica, 1930’larda Selim Hassan tarafindan Osiris Kuyusu’nu kazmaya yonelik daha onceki girisimler ve 1940’larda Abdel Moneim Abu Bakr tarafindan kuyuda yapilan gozlemler (kazi yapilmasa da) de ayni yuksek su seviyesine dikkat cekmektedir. Jeolojik arastirmalar, Giza platosu ve cevresindeki bolgenin Eski Krallik doneminde bugunkunden cok daha verimli oldugunu ve su seviyesinin daha yuksek olabilecegini belirlemistir.

Bu durum goz onunde bulunduruldugunda, Carson’in piramidin insasinda kullanilan su gucu teorisi en mantikli olanidir. Carson, anitin “yalnizca hidrolik gucle insa edilebilecegini; Buyuk Piramit’in icinde hidrolik bir ulasim sistemi kuruldugunu” iddia etmektedir (5). Yuksek su seviyesinin gucunden yararlanan antik insaatcilar piramidi bir tur dis rampa sisteminden cok daha makul bir sekilde insa etmis olabilirler.

Ic kisim tamamlandiktan sonra piramidin tamami beyaz kirec tasiyla kaplanmis ve bu sayede piramit isil isil parlamis ve her yonden kilometrelerce uzaktan gorulebilmistir. Buyuk Piramit bugun ne kadar etkileyici olsa da, kirec tasi uzun zaman once dokulup Kahire sehri icin yapi malzemesi olarak kullanildigindan (tipki yakindaki antik Memphis sehri gibi) harabe halinde bir anit oldugunu kabul etmek gerekir.

Buyuk Piramit’in mezar olarak kullanilmasina karsi cikan argumanlar, icinde hic mumya ya da mezar esyasi bulunmadigi gercegine atifta bulunmaktadir. Bu arguman, antik caglardan gunumuze kadar mezar soygunculuguna dair cok sayida kaniti kasitli olarak gormezden gelmektedir. Misir bilimciler 19. yuzyildan itibaren Buyuk Piramit’in antik donemde ve buyuk olasilikla Yeni Krallik doneminde (M.O. 1570-1069), Giza nekropolunun yerini Teb yakinlarindaki Krallar Vadisi olarak bilinen bolgenin aldigi donemde yagmalandigini kabul etmislerdir.

Bu, Giza’nin unutuldugu anlamina gelmemektedir; Buyuk Ramses (M.O. 1279-1213) gibi Yeni Krallik firavunlarinin bolgeye buyuk ilgi gosterdigine dair cok sayida kanit bulunmaktadir. Ramses II onur nisanesi olarak Gize’de Sfenks’in onune kucuk bir tapinak insa ettirmistir ve Ramses II’nin dorduncu oglu Khaemweset kendini burayi korumaya adamistir. Khaemweset hicbir zaman Misir’i yonetmedi ancak gecmisin anitlarini restore etme cabalari iyi belgelenmis olan bir veliaht prensti. Aslinda, antik anitlarin restorasyonu, korunmasi ve kaydedilmesi konusundaki calismalari ve ozellikle Giza’daki calismalari nedeniyle dunyanin “ilk Misir bilimcisi” olarak kabul edilir.

Ayrica, Osiris Safti’nda – ve alanin cevresindeki diger alanlarda – yapilan calismalar, Ucuncu Ara Donem’in 26. Hanedanligi (MO 1069-525 civari) ve Gec Donem (MO 525-332 civari) boyunca faaliyet gosterdigini ortaya koymustur. Dolayisiyla Giza, Misir’in tarihi boyunca aktif bir bolgeydi ancak Eski Krallik doneminde gordugu ilgiyi her zaman gormedi.

M.O. 5. yuzyilda yazan Herodot, Buyuk Piramit’in yagmalandigini ve gunumuz ziyaretcilerinin piramidin icindeki hazineleri kurtarmak isteyen Halife Me’mun tarafindan yaklasIk 820 yilinda yaptirilan Soyguncular Tuneli’nden gecerek alana girdiklerini bildirmistir. Halifeden onceki ve sonraki mezar soygunculari da 19. yuzyildaki kazilardan once piramidi ziyaret etmislerdir. Piramidin Khufu zamaninda barindirmis olabilecegi hazineler, Eski Krallik doneminden itibaren herhangi bir zamanda cikarilmis olabilir.


ALİNTİ ~
  Alıntı ile Cevapla

IRCForumda.Net Reklamlar
sohbet isami sohbet
Cevapla



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık