IRCDefteri - En İyi IRCForum Sayfasi
  SohbetYaz.Com


 Kayıt ol  Bugünkü Mesajlar  Arama

Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 01.Ekim.2023   #1
Çevrimiçi
~Sadness~
Kuyu...


hükmetme güdüsünün
çapulcu haramilerinin
haremler sultasında
cariye yarınların simasında
özgürlüğün sisli mahremiyeti
sırıtırcasına…”

"Hey Derya,dur yoruldum! "
“Ben yorulmadım ya da yorgunluğumu hissetmiyorum,bak hala
kaçıyorum.”
“Ah seni bir yakalayayım,hiç bırakmayacağım.”

Derya bu isteği duymadı ya da içindeki diğer taraf duymak istemedi,koştıukça koştu,sanki çok değerli bir dostundan sınırları çizilmiş oyun alanında,kaçmıyordu. Ayaklarının yerde bıraktığı iz; Onun bir yaratıktan ya da kötülük elbisesini üzerine geçirmiş bir geçmişten kaçtığını gösteriyordu.Tık nefes kaldı,Selin ardında mı diye hiç bakmadı.Önüne aniden bir kuyu çıktı ya da aslında o kuyu zaten vardı da çıkmayı bekliyordu.Bunun nasıl olduğunu düşünme fırsatı bulamadı ve ya düşünmesini engelleyen faktörler vardı.Durdu ve ardına baktı ancak görmek istediği görüş mesafesinde dostunu bulamadı… Ama öyle bir his vardı ki içinde sanki üzerine kaypaklığa bürünmüş bağlayacılık rüzgarının, kahkaha kusan boğuk boğuk uğultuları geliyordu.

“kör gözler diyarının
kara peçeli güneşinde
perdelerin ardında ışıltılar
güvensizlikte var olma çabasında
burkularcasına…”

İstemsizce titredi ve kuyuya bakmaya karar verdi.Önündeki bilinen gerçeklere dayanan gözün görebildiği bir şekilde alalade bir çukurdu.Onun oluşmasına sağlayan toprağın üzerine bakan tuğlalarında gravürler görünüyordu.Derya,bunlara hiç dikkat etmedi. Bir anda içinde umut kıvılcımları doğdu ya da bunu düşünmesi için peynir gemilerinin pembe kanatlı olanları ruhuna demir attı.Bilinmeyen (aslında bildiği) bir olgunun,hiç düşünmediği (aslında düşünmek için bunu yapmasına bile izin verilmediği) bir kavramın aniden önünde belivermesini kağıt parçası (içinde hüznün paragraflarca barındığı anlam bütünlüğüne ket vurulmuş duyguları) gibi buruşturup ruhunun arka sokaklarındaki ümit dilencilerine verdi.

“duygusuzluğun kabzımallığında
kurşunlanırcasına sevgi baskıyla
paranoya gerçekliğin çarpık bakışlarında
hayallerin mahpus rayihası
savrulurcasına…”

Derya kuyuya iyice yaklaştıkça gravürlerdeki bazı imgelerin (ruhunda kıyıda kalmış,ücra yerlere düşmüş kimsesizler kulübesinde her daim oturan düşünceleri) resme (gerçeğe) dönüşmesinin safhaları gerçekleşiyordu.Kuyu: Onun yaşamındaki kendisine bağlı ya da kendisine bağlı olmayan gelgitlerini,geçmişinde sarmaşıklarla örülmüş duvarlarla kaplı günlerinin maddesel anlamda içsel acılarının dışavurumuydu.Derya kendisinden bağımsız ya da kendisinden habersiz bir yüzleşmeyle karşı karşıyaydı.

“kaçak arzularının sezeryanı
kuytularında haykırdığı
perlenmiş hüznün heyelanı
harlanmış harcında sakladığı
çillenmiş kederin hezeyanı
rujlanmış esaretinde ıslattığı”

Derya kuyunun içine baktı ve dibinde Selin’ in el salladığını gördü.Böyle bir görüntüyü onu çok sevdiği için mi gördü yoksa fazlaca acı çektiği halde geçmişi bir hayli sevdiği arkadaşının kılığına mı büründü hiç düşünmedi.Boğazına kadar gelen iç içe düğümlenmiş hüzünlerini kaç kez nefesiyle şekillendirip örselenmiş soluklarında, içsel buhranlarında, gözyaşlarına boğmuştu.Ruhundaki acıları kendi kapattığı ya da kapattırdıkları sınırları çizilmiş oyun alanında sağanak misali vuruyordu ve mazgallar dolup taşmıştı ama sağanaklar bitmek bilmiyordu.Hayata ne kadar önem verdiğini veya yaşamın ona ne kadar değer verdiğini -çevresindeki aslında kaya olan ama kendisini bir canlı gibi hisseden eşya formlarının kıskacında- geçmişin tarumar ateşindeki odunların kendi zaman paranoyasında, ne kadar içsel kulübesinin yapımında kullandığını bir sinema karesi gibi düşündü.Sahneler (sinema filmlerindeki sponsorların reklamlarının saklandığı gibi kendi yaşamının dikte ettirilen destekleyici olan kayaların gizlendiği), odunların aslında parmaklıklara dönüştüğünü ve kulübenin de karamsarlıkla dolu içine kapanık bir hücrenin odası haline geldiğini, ateşin de buraya gelmeyi sağlayan meşaleler olduğunu anlayamadı ya da anladığını kendi içine dahil bir başka arkadaşına dahi anlatamadı.

"tahta kap(ı)lı ruhunda
çentiklediği hırsının kıymıkları
biçim biçim biçilmiş
başucunda emanet tutkuları

tiratla istiflenmiş kurallar dükkanında
tozlu antikalara dönmüş
raflarda ,unutulmuş hicranları"

Derya nasıl bir hayatın aymazlığında düşünce (uzanmak istediği hayaller) kulesini dikerken merdivenlerde her zaman düşmesini sağlayan anlayamadığı(!) duyguların gelecek zirvesine kırık dökük anıların asasıyla dayanarak çıkabileceği sınırlamasını bu kuyunun varlığıyla unuttu ya da üzeri şekerli parçalarla bezenmiş içi oldukça acı bir pastanın yüzeysel kısmını gördü.Çukurun dışı onun yaşamının maddesel kısmıydı içi acaba neler barındırıyordu? Derya düşerken ve çok sevdiği arkadaşına kavuşmaya hazırlanırken, kuyunun içinden onun dış taraflarındaki gravürlerdeki resimlerin dönüşüm geçirerek içe doğru bürünmelerini (geçişlerini) görmedi.Ve onlar griye dönmüştü.

“ölüm döşeğindeki gerçeğin
sıska bedeninde üreyen virüsler
satışa çıkmış günahların
yozlaşan dillerin çürük sadakatinde
pespaye ruhlar balosundaydı”

Ailesinin,çevresindeki ahkam kesen insanların çarpık bakışlarıyla Derya’ nın hayatını devralma (karar verme)yetkisini kendisinde bulanların, seçim hakkını elinden alanların uğursuz ve nahoş görünümleri,içlerinde sakladıkları hırpani hükmetme saçmalığının onun gözlerinin önüne serilişiydi adeta kuyunun içindeki gravürlerdeki resimler.Her şeyi boş vermiş bir edayla onlara paralel ve düz bir şekilde hiç düşünmediği ama yine de, içindeki bazı gerçekci ve cesaret uyandırıcı duyguların koruyuculuğunda bunları tek tek yıktı.Bir tarafı bun algılayabiliyordu ama diğer tarafı bu düşünceyi aynadan yansıyan görüntüye benzetiyordu.Aynaya bakan gerçek,ayna zahiri,yansıyan da sanal diye düşünüyordu.Bir tarafı (inanan) bunun getirisi olarak bütün içine attıkları,kendi kapattığı karamsarlığı,onun ilerisi buhranları,götürüsü yılları,bunalımları,kendi yaşamının gri taraflarıyla kaplanmış yer yer siyaha meyil veren bu hayat kuyusunun içinde huzurlu ve özgür olduğuna inanıyordu.
  Alıntı ile Cevapla

IRCForumda.Net Reklamlar
sohbet isami sohbet
Cevapla



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık