IRCDefteri - En İyi IRCForum Sayfasi
  SohbetYaz.Com


 Kayıt ol  Bugünkü Mesajlar  Arama

Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 10.Aralık.2023   #1
Çevrimiçi
~ Www.ircforumda.net ~
İsa Mesih Neden öldü?


İsa Mesih’in çarmıha gerilerek öldürülmesi, suçların en kötüsüne ayrılmıştı.

İsa’nın durumunda, herkesin katkısı vardı. Yahudi dini liderler, Yahudi olmayan Roma Hükümeti ve Mesih’in ölmesini talep eden bir grup insan.

Neden?

Her şey, Yeruşalim yakınlarında küçük bir köyde başladı. İsa 30 yaşındayken, insanlara yaşamı ve Rabbi öğretmeye başladı.

Kalabalıklar ona doğru çekildi. İsa Mesih ile ilgili her şey, iktidardaki dini liderlerden belirgin bir şekilde farklıydı. O, sadece zenginleri ve güçlüleri değil, aynı zamanda hayat kadınlarını, fakirleri, hastalıklı ve ötekileştirilmiş insanları da kabul etti.

İsa insanları kendisine inanmaya çağırdı, “İsa yine halka seslenip şöyle dedi: “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.”1

İnsanlar neden İsa Mesih’i dinlediler? Çünkü, gördükleri şeyler yüzünden.

“İsa bütün kent ve köyleri dolaşarak havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin Müjdesi’ni duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu.”2 Kör görebiliyordu, topal yürüyebiliyordu, cüzzamlı iyileşiyordu.

Bir avuç balık ve bir somun ekmekle 4.000 kişilik yoksul bir kalabalığı besledi. Aynısını 5.000 kişi için yeniden yaptı.

Denizde şiddetli bir fırtına varken, İsa Mesih ayağa kalktı, rüzgâr ve yağmura durmasını emretti. Deniz aniden sakinleşti. Teknedeki adamlar, “Bu adam kim ki, rüzgâr da göl de O’nun sözünü dinliyor?” dediler.3

Birçok kez, ölü insanları hayata döndürdü. Kalabalıkların İsa Mesih’i takip etmesi ve sözünün yayılması bu yüzden şaşırtıcı değil.

Öyleyse İsa Mesih Neden Çarmıha Gerildi?
Mesih’in kalabalığa da öğrettiği gibi, iktidardaki önemli dini otoriteleri eleştiriyordu. Bu inşalar, zorlu ritüeller, yasalar ve geleneklere itaat etmekte ısrar ederek bulundukları pozisyonlarda gösteriş yapıyorlardı.

İsa onlar için, “Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının sırtına yüklerler, kendileriyse bu yükleri taşımak için parmaklarını bile oynatmak istemezler.”4 diyordu.

Onlara doğrudan meydan okuyarak şöyle dedi, “Ey ikiyüzlüler! Yeşaya’nın sizinle ilgili şu peygamberlik sözü ne kadar yerindedir: ‘Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak. Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.’”5

Örneğin, dini yasalardan biri olan Şabat gününde çalışmama kuralı, yemek pişirmemek belli bir mesafeden daha uzağa gitmemek ve hiçbir nesneyi taşımamak gibi huzur vericidense kısıtlayıcı kurallar içeriyordu.

Bir Şabat gününde İsa Mesih 38 yıldır engelli bir adamı iyileştirdi. İsa, adama şiltesini almasını ve yürümesini söyledi. Adam ayağa kalktı ve 38 yıl sonra ilk kez yürüyebildi. Ferisilerse onu gördüklerinde “Bugün Şabat günü, şilteni taşıyamazsın.” dediler.

İsa Mesih, sürekli insanları iyileştiriyordu. Şabat günü diye de duracak değildi.

Ferisiler, İsa Mesih’le Şabat gününde çalıştığı için (insanları iyileştirdiği) yüzleştiklerinde, İsa “Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum.” dedi.

Kutsal Kitap şöyle diyor, “İşte bu nedenle Yahudi yetkililer O’nu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Şabat Günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı’nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı’ya eşit kılmıştı.”6

İsa Mesih Kendisinin Rab Olmasıyla İlgili Oldukça Açıktı.
İsa Mesih şöyle diyor: Beni tanısaydınız, Babam’ı da tanırdınız7 Beni gören beni göndereni de görür. Beni görmüş olan, Baba’yı görmüştür.8 Bana iman eden bana değil, beni gönderene iman etmiş olur. Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrı’ya iman edin, bana da iman edin.9 Beni kabul eden de beni değil, beni göndereni kabul etmiş olur.10 Benden nefret eden, Babam’dan da nefret eder.11 Öyle ki, herkes Baba’yı onurlandırdığı gibi Oğul’u onurlandırsın. Oğul’u onurlandırmayan, O’nu gönderen Baba’yı da onurlandırmaz.12

Yahudi Ferisiler ve Sadukiler, İsa Mesih’i takip eden büyük kitleleri izlerken, İsa’dan kurtulmaya ve halk arasındaki otoritelerini geri kazanmaya karar verdiler.

Mesih’i tutukladılar ve O’nu “Yüce Olan’ın Oğlu, Mesih sen misin?” diye soran başkâhine getirdiler.

“Ne var ki, İsa susmaya devam etti, hiç yanıt vermedi. Başkâhin O’na yeniden, “Yüce Olan’ın Oğlu Mesih sen misin?” diye sordu. İsa, “Benim” dedi. “Ve sizler, İnsanoğlu’nun Kudretli Olan’ın sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini göreceksiniz.”13 (Bu, İsa Mesih’in söylediği, dünyanın son yargısı olan gerçekleştirmeye atıfta bulunmasıdır.)

Başkâhin, O’nu hemen Rab olduğunu iddia etmek, dini değerlere küfretmekle suçladı ve oradaki herkes İsa Mesih’i ölümü hak ettiği için kınadılar.

Yahudi yasaları ölüm cezasına izin vermediği için, dini liderler İsa’yı işgal altındaki Yahudi olmayan Roma Hükümetine getirdiler ve ölüm cezası talep ettiler. (Böylece, hem Yahudiler hem de Yahudi olmayanlar İsa Mesih’in ölümüne katkıda bulundular.)

Bölgenin Roma valisi Pontus Pilatus, son sözü söyledi. İsa Mesih’in özgür bırakılması gerektiğine inanıyordu ama Ferisiler ve Sadukiler kabalıkları örgütlemiş, İsa Mesih’in ölümünü istemeleri için kışkırtmıştı. Kalabalık “O’nu çarmıha ger! O’nu çarmıha ger!” diye bağırıyordu. Pilatus da kalabalığın talebini yerine getirdi.

Karar: Roma hükümetinin işkence ve öldürme yöntemi olan çarmıha gerilerek ölüm.

İsa Mesih Bunun Olacağını Biliyordu
Olanların hiçbiri İsa Mesih için sürpriz değildi. Çarmıha gerilmeden önce, İsa öğrencilerine tutuklanacağını, dövüleceğini, çarmıha gerileceğini birçok kez söylemişti. Ayrıca, gömüldükten üç gün sonra tekrar hayata döneceğini de söylemişti. İsa’nın Rab olmasıyla ilgili iddia ettiği her şey fiziksel olarak hayata dönmesiyle kanıtlanacaktı.

Askerler İsa’yı aldılar, uzun dikenlerden sahte bir taç yaparak kafasına koydular ve O’nu dövmeye başladılar.

Sonra, İsa’yı kamçılamaya başladılar. Kamçıya “dokuz kuyruklu kedi” adı verilmişti. Dokuz tane deri kayışın ucuna metal parçalar veya kemikler takılmıştı. Genelde kırbaçlamayı 40 kereyle sınırlamışlardı, bu bir insanın etini kemiğinden ayırmak için yeterliydi.

İsa’nın bileklerini ve ayaklarını çarmıha çivilediler. İsa Mesih, yavaşça boğularak ve kalp yetmezliğinden öldü. Öldüğünü doğrulamak için bir mızrağı O’ndan tarafa ittirdiler.

İsa Mesih’in çarmıha gerilerek öldürülmesi, yapmış olduğu mucizelerin veya söylediklerinin doğal sonuçları değildi. O’nu öldürmek isteyenlerin merhameti yoktu.

İsa çoktan doğa, hastalık ve hatta ölüm üzerinde mutlak güce sahip olduğunu kanıtlamıştı. Birçok insanı iyileştirmiş, hatta ölüleri yaşama döndürmüştü. Bunun ışığında, İsa her an çarmıha gerilebilirdi.

İsa’nın durumu, suyun altına kafasını sokan ve başını kaldırma gücü olduğu halde kasten boğulmayı seçen biriyle tıpatıp aynıydı. İsa Mesih ölmeyi seçti.

Tutuklanmadan önce, İsa “Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babam’dan aldım.”14 dedi. Bunu kasten, planlı ve istemli yaptı.

İsa Mesih, Neden Kendisini Çarmıha Germelerine İzin Verdi?
Değişmekle beraber, Rabbin yollarına zıt yollarda hareket ediyoruz. Herhangi bir günün haberlerine hızlıca bak. Irkçılık, cinayet, cinsel istismar, yalan, açgözlülük, yolsuzluk, terör, savaş ve birçok kötü haberle karşılaşacaksın. Tüm insanlık olarak, hayatlarımızı ve başkalarının hayatlarını mahvetmek konusunda oldukça başarılıyız. Rab bizi kayıp ve kör olarak görür, yaptıklarımız için yargısını kullanır.

6 yaşında küçük bir kız çocuğunun cinsel istismar için ailesinden kaçırıldığını duyduğunda midenin nasıl bulandığını ve nasıl üzüldüğünü düşün. bu ahlaki duygularımıza yapılan öyle bir hakarettir ki, ölüm cezasına karşı olanlar bile çocuğu kaçıran kişinin ölümü hak ettiğini düşünebilir.

Bütün günahlarımız, Kutsal Rabbe yapılan bir hakarettir. Tüm günahlarımız O’nu üzer. O’nun standartlarına değil kendimizinkilere uyuyoruz. Dürüst olmak gerekirse, zaman zaman kendimizden bile tiksiniyoruz. Peki mükemmel olan Kutsal Rab ne görür?

Rab günahın cezasının ölüm olduğunu söyler.15 Bu nedenle, Eski Antlaşma’da Rabbin Yeruşalim’deki insanlara günahlarını affettirmeleri için yılda bir kere kuzu kurban etmelerini emrettiğini görürüz. Kuzu o sene için kurban edilmiş olsa da, bu geçici bir aftır, her yıl tekrar edilmek zorundadır.

İsa Mesih geldiğinde, Vaftizci Yahya İsa hakkında şöyle demiştir, “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”16

İsa tüm insanlığın günahları için, günahlarının bedelini ödemeye geldi. Bizim kalıcı olarak ölüp Rabden ayrı kalmamamız, sonsuza dek affedilmemiz ve sonsuz yaşama kavuşabilmemiz için, İsa Mesih çarmıha gerilerek günahlarımızın bedelini ödedi.

İsa Mesih kurtarıcımız olarak, bizi Rabbin yargısından, kınamasından ve günahlarımızın bedelini ödetmesinden kurtarmak için geldi. İsa Mesih çarmıhta asılıyken, işlemiş ya da işleyecek olduğumuz her günahın farkındaydı. İsa bizim yerimize, bizim günahlarımız için cezalandırıldı.

Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği
İsa Mesih’in uzun bir masada öğrencileri iki tarafında otururken resmedildiği, Leonardo da Vinci’nin ünlü tablosu “Son Akşam Yemeğini” biliyorsundur. Da Vinci, tutuklanmadan ve çarmıha gerilmeden bir gece önce, İsa’nın öğrencileriyle yediği yemeği tasvir etmiştir.

O, “Son Akşam Yemeğinde”, İsa öğrencilerine “Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.”17 der.

Hiç günah işlememiş olan İsa Mesih, bizim günahlarımızın bedelini çarmıhta ödedi ve bu hiç de adil değildi. Bizim yerimize bedel ödemesini hak etmedik. Hem bunu neden yapsın ki?

Kutsal Kitap bize, “Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.”18 diyor.

İsa Mesih’in Çarmıha Gerilmesine Verdiğimiz Yanıt
İsa bizden ne istiyor? Borcumuzu ödememizi ve bağışlanmamızı mı? Hayır, bunu istemiyor. Mesih’in bizim için yaptıklarına asla layık olamayız. Bizden istediği şey çok basit, O’na inanmak. Bizden, bizim adımıza öldüğünü kabul etmemizi, affedilmemizin bir hediyesi olarak kabul etmemizi istiyor.

İşin garibiyse, birçok insan bunu yapmak istemiyor. Kendi kurtuluşlarını kendileri kazanmak istiyor. Cennete kendi yollarıyla ulaşmak istiyorlar. Kendi çabalarıyla Rable ilişki kurmaya layık olduklarını göstermek istiyorlar. İsa onlara günahlarında öleceklerini ve yargılanacaklarını söylüyor, çünkü Mesih’in onlar için yaptıklarını reddediyorlar.

İsa’nın öğrencilerinden Petrus, İsa’yla ilgili “O’na inanan herkesin günahları O’nun adıyla bağışlanır.”19 der.

Fakat bize sunulan yaşam yalnızca affedilmeyi değil, sonsuz yaşam ve Rable yakın bir ilişkiyi de içerir.

İsa Mesih, yalnızca günahlarımız için ceza almadı. Rab ile aramızda duran engeli, duvarı da yok etti. Mesih bize, affedilmekten çok daha ötesini teklif ediyor. Barışma, tümüyle kabul edilme ve kendisiyle tam bir ilişki teklif ediyor, böylece bize olan sevgisini görebiliyoruz.

Bu tam da, zengin bir milyarderin kendisine borcu olan birini affetmekle kalmayıp aynı zamanda tüm varını yoğunu kendisine geri ödeyemeyecek durumda olan bu kişiye teslim etmesine benziyor.

Sonsuz yaşam ve cennet bize sunulan karşılıksız bir hediyedir: “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı’nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa’da sonsuz yaşamdır.”20

İsa Mesih, bizim için ölmek ve O’nu yakından tanımamız için bir yol sağlamak için dünyamıza geldi. Bize sunduğu bu hediyeyi kabul edip etmemek, O’nunla kişisel bir ilişki kurup kurmamak tamamen bize kalmış.

İsa Mesih şöyle der: “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im. Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.”21

Rabbin Bize Teklifi
İsa Mesih’i hayatına davet edecek olan herkes af ve sonsuz yaşam armağanlarını kabul edecek ve O’nunla asla bitmeyecek bir ilişkiye başlayacaktır.

Çarmıha gerilmesinden sonra, İsa’yı bir mezara gömdüler ve mezarının kapısına eğitimli bir Roma askeri yerleştirdiler. Neden? Çünkü, İsa Mesih gömüldüğünden üç gün sonra ölümden dirileceğini defalarca söylemişti ve kendisi hakkında söylediği her şeyi kanıtlardı.

Üç gün sonra, Mesih’in mezarı boştu. İsa daha sonra öğrencilerine fiziksel olarak birçok kez, 500 kişilik bir kalabalığa ve farklı bireylere de defalarca göründü. İsa’nın öğrencilerinden her biri Mesih’in dirildiğini ilan etti. Her biri, İsa’nın kimliğine bu kadar inandıkları için, birbirlerinden farklı yerlerde öldürüldü.

O’na doğru ilerleyerek bizi affetmesini ve hayatlarımıza girmesini isteyerek sunduğu affı kabul edip etmemek tamamen bizim kararımızdır.

Yuhanna bunu Kutsal Kitap’ta şöyle ifade ediyor, “Tanrı’nın bize olan sevgisini tanıdık ve buna inandık. Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar. Yargı gününde cesaretimiz olsun diye sevgi böylelikle içimizde yetkin kılınmıştır. Çünkü Mesih nasılsa, biz de bu dünyada öyleyiz.”22

İsa açıkça şöyle diyor, “Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.”23

İsa Mesih, ölümünden hemen önce şöyle dua ediyor: “Adil Baba, dünya seni tanımıyor, ama ben seni tanıyorum. Bunlar da beni senin gönderdiğini biliyorlar. Bana beslediğin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayım diye senin adını onlara bildirdim ve bildirmeye devam edeceğim.”24

İsa Mesih’i hayatına tam da şu anda davet etmek ister misin? Eğer istiyorsan şu şekilde dua edebilirsin:

“Rabbim, senden hayatıma girmeni istiyorum. Günahlarımı bağışla. Çarmıhta günahlarım ve benim yerime öldüğün için teşekkür ederim. Hayatımı dilediğin gibi yönet. Hayatıma girdiğin ve seninle bir ilişki kurmama izin verdiğin için teşekkür ederim. Âmin.”

İsa Mesih’e hayatına gelmesini yeni sorduysan bu, çarmıha gerilerek sana karşılıksız vermiş olduğu hediyeyi kabul ettiğin, affedildiğin ve O’nunla sonsuz bir ilişkin olduğu anlamına gelir.
  Alıntı ile Cevapla

IRCForumda.Net Reklamlar
sohbet isami sohbet
Cevapla



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık