IRCDefteri - En İyi IRCForum Sayfasi
  SohbetYaz.Com


 Kayıt ol  Bugünkü Mesajlar  Arama

Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 21.Eylül.2023   #1
Çevrimiçi
~ Www.ircforumda.net ~
Platon kimdir?


Dünyada üniversite düzeyindeki ilk kurumlardan biri olan Akademi'nin kurucusu olan ve düşünce tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Platon, felsefe ve bilim tarihindeki pek çok tartışmanın temellerini atmış, sadece bilimleri değil Hristiyanlık ve İslam gibi pek çok dini de derinden etkilemiştir. Peki, Platon veya Eflatun olarak geçen Yunan filozofu ve bilgesi Platon kimdir? Platon hayatı nedir? Platon eserleri nelerdir? Platon hangi dönemde yaşamıştır?

Çağdaşlarının aksine, eserlerinin tahminen hepsi günümüze kalabilmiş olan Platon genellikle kendi çevresinden (ya da kendi için önemli) karakterlerden oluşan, belirli bir mekanda ve zamanda geçen, bir konu etrafında insanların tartıştığı ve birbirlerine karşı argümanlar vererek iddialarını çürütmeye veya ispatlamaya çalıştığı, çeşitli şakalar ve göndermeler de içeren, tiyatro metinlerine oldukça yakın kurgusal diyaloglar yazmıştır. Peki, Platon veya Eflatun olarak geçen Yunan filozofu ve bilgesi Platon kimdir? Platon hayatı nedir? Platon eserleri nelerdir? Platon hangi dönemde yaşamıştır? İşte detaylar haberimizde...

PLATON KİMDİR?
Platon veya Eflatun Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

Dünyada üniversite düzeyindeki ilk kurumlardan biri olan (ve bu kurumlara günümüzdeki adını veren) Akademi'nin kurucusu olan ve düşünce tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Platon, felsefe ve bilim tarihindeki pek çok tartışmanın temellerini atmış, sadece bilimleri değil Hristiyanlık ve İslam gibi pek çok dini de derinden etkilemiştir. Hocası Sokrates ve öğrencisi Aristoteles ile birlikte felsefe tarihinin en etkili ismidir ve iddialarının büyük bir kısmı bugün hâlâ önemini korumakta, tartışılmakta ve çoğu düşünceye katkıda bulunmaktadır. İngiliz matematikçi ve filozof Alfred North Whitehead "Avrupa felsefe geleneğiyle ilgili yapılabilecek en güvenilir genel nitelendirme Platon'a ait bir dizi dipnottan oluştuğudur" demiştir.

Çağdaşlarının aksine, eserlerinin tahminen hepsi günümüze kalabilmiş olan Platon genellikle kendi çevresinden (ya da kendi için önemli) karakterlerden oluşan, belirli bir mekanda ve zamanda geçen, bir konu etrafında insanların tartıştığı ve birbirlerine karşı argümanlar vererek iddialarını çürütmeye veya ispatlamaya çalıştığı, çeşitli şakalar ve göndermeler de içeren, tiyatro metinlerine oldukça yakın kurgusal diyaloglar yazmıştır. Çoğunun ana karakteri Sokrates olan bu diyaloglar uzunluk, konu ve işleniş açısından büyük farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle Platon'un etik, estetik, metafizik, politika gibi farklı alanları işlediği bu metinlerde pek çok düşünceyi hayatı boyunca tekrar tekrar değerlendirdiği, düşüncelerini değiştirdiği veya yeniden ele aldığı düşünülmüş, diyalogların kronolojisi, nasıl yorumlanması gerektiği, hangi iddiaları Platon'un kendisinin savunduğu, ya da Platon'un diyaloglarında yazmadığı düşünceleri olup olmadığı tartışma konusu olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

Politik felsefenin kurucusu kabul edilen Platon'un, sadece akıl aracılığıyla bilinebileceğini iddia ettiği tümel gerçekler olan "idealar" teorisi, ruhun akıl, duygular ve arzulardan oluşan üç parçası olduğu ve bu parçalar arasında aklın yönetimine dayanan bir uyum kurulması gerektiği iddiası, ve bu teoriler üzerine kurduğu etik ve politik düşünceleri tarih boyunca akıl, ruh, beden, tümeler, ahlak ve devlete dair tartışmalarda oldukça etkili olmuştur. En sık okunan ve temel düşüncelerinin çoğunu açıkladığı düşünülen diyalogları Devlet, Sokrates'in Savunması, Phaidon, Şölen, Theaetetus, Menon, Parmenides, Protagoras ve Timaeus olan Platon'un bunlar dışında asıl Sokrates'in bir konu hakkında konuştuğu kişinin verdiği cevapları çürüterek o insanı kendini sorgulamaya ve böylece felsefe yapmaya yönlendirme sürecini tasvir ettiği eğlenceli diyalogları tarih boyunca oldukça popüler olmuşlardır. Sokrates'in yanı sıra kendinden önce gelen Heraklit, Parmenides, Pisagor gibi filozoflardan da etkilenen Platon'un bu filozoflara yer verdiği metinleri aynı zamanda haklarında günümüze çok az şey kalmış olan bu filozoflara tanıklık ederek kaynak oluştursa da, Platon'un metinlerinin kurgusal metinler olduğu unutulmamalıdır.

Platon'un aşk üzerine Şölen adlı bir diyaloğu ve diğer diyaloglarında bu konuda çeşitli iddiaları bulunsa da, hiçbiri günümüzdeki anlamıyla "Platonik aşka" karşılık gelmemektedir. Platon gerçek aşka bedensel hazlara yönelerek değil ruhsal bir yolla gerçeğin, güzelin, iyinin kendisine dönük bir yönelimle ulaşıldığını iddia ettiği için zaman içerisinde 'Platonik aşk' terimi günümüzde 'romantik ya da cinsel bir karşılık beklenmeyen aşk' anlamı kazanmıştır, oysa Platon cinselliğe ya da romantik ilişkilere karşı çıkmamaktadır.

HAYATI
Platon'un hayatıyla ilgili hemen hemen hiç kaynak bulunmamaktadır ve hakkındaki pek çok rivayet milattan sonra 3. yüzyılda (yani Platon öldükten 5 yüzyıl sonra) pek çok filozofun biyografisini yazan Diogenes Laertios'a dayanmaktadır. Diogenes Laertios Platon'un asıl isminin dedesinin adı olan Aristokles olduğunu, Platon'nun iyi bir güreşçi olduğunu, 'geniş' anlamına gelen 'Platon' isminin güreş hocasının taktığını, göğsü, omuzları, çenesi ya da alnı geniş olduğunu için taktığı bir lakap olduğunu aktarmaktadır. Milattan sonra birinci yüzyılda yaşamış olan Seneca ise Platon'un göğsünün geniş olduğu için ona bu lakabın verildiğini söylemektedir. 'Platon' ismi o dönemde yaygın bir isimdir, fakat eğer lakapsa bile Platon bütün eserlerini bu adla yazmıştır, yakın zamanda 'en itibarlı' anlamına gelen Aristokles isminin sonradan biyografi yazarlarının uydurması olduğu ve Platon isminin asıl adı olduğu da iddia edilmiştir.

Diogenes Laertios Platon'un doğum tarihini kendi tahminlerine göre 428/7 yıllarına yerleştirmiştir ancak günümüzde Platon'un Yedinci Mektup'undan yola çıkarak 424/3'te doğmuş olması gerektiği düşünülmektedir. Atina kentinin köklü ve asil bir ailesinden gelen Platon'un gençliğinde güreşe ek olarak (güreş o dönemde varlıklı genç erkekler arasında yaygın bir faaliyetti) tiyatro oyunları yazdığı (Atina şehrinde her sene şehir için oldukça önemli ve oldukça popüler tiyatro festivali yapılmaktaydı) söylenir. Politikaya atılmayan Platon muhtemelen bütün hayatını ailesinden kalan mal varlığını felsefe yapmaya harcayarak geçirmiştir. Kendisinden önce Atina'nın düşünce dünyasındaki en etkili figürlerden biri olan Sokrates'in öğrencisiyken Sokrates Atina devleti tarafından suçlu bulunmuş ve (Platon tahminen 25 yaşlarındayken) öldürülmüştür. Platon'nun yazdığı "Sokrates'in Savunması" Sokrates'in ağzından ölümüne karar verildiği davada yaptığı konuşmayı anlatmaktadır, fakat Sokrates bu konuşmasında ne kendini savunur, ne de özür diler, sadece kendine yöneltilen suçlamalarla ilgili kendi düşüncelerini söyler.

Babası Ariston, annesi Perictione olan Platon'un Devlet kitabında tartışmanın ana karakterleri olarak yer verdiği Adeimantus ve Glaukon adında iki erkek kardeşi ve Potone adında bir kız kardeşi vardır. Kız kardeşinin oğlu Speusippus Platon öldükten sonra Akademi'nin başına geçmiştir. Platon'un annesi Perictione'nin kardeşi Charmides (Platon'un Charmides, Şölen ve Protagoras diyaloglarında konuşur) ve dedesi Critias (Charmides ve Protagoras'ta konuşan Critias'ı Platon Callaeschrus'un oğlu, yani annesinin dedesi olarak tanıtır, fakat Timaeus ve Critias diyaloglarında tanıtmadığı ve yaşlı tasvir ettiği için başka bir Critias'dan bahsettiği düşünülebilir) Otuz Tiran döneminde Atina politikasında önemli yer alan figürlerdir. Aynı zamanda Sokrates'le yakın olan Critias bu dönemde lider rolü üstlenmiş ve Atina halkından oldukça tepki toplamıştır, dolayısıyla Sokrates'in idama mahkum edilmesi tarihçiler tarafından Sokrates'in etrafındaki önemli politik figürlere verilen bir tepki olarak da değerlendirilmiştir.

Platon'un hayatı hem Atina için hem de bütün Antik Yunan Medeniyeti için oldukça büyük değişimlerin yaşandığı bir döneme denk gelmiştir. Antik Yunan Medeniyeti milattan önce beşinci yüzyılda Ege denizinin iki tarafına, Marmara ve Kara Deniz kıyılarına, Sicilya ve Güney İtalya'ya yayılmış, Doğu Akdeniz kıyılarında da oldukça etkili olmaya başlamıştır. Atina ve Sparta bu süreçte ekonomik ve politik güç olarak yükselmişler ve bir süre sonra birbirleriyle MÖ 431-404 yılları arasında süren Peloponez Savaşı'na girmişlerdir. Atina bugün "doğrudan demokrasi" diyebileceğimiz bir yönteme yakın yönetime katılmada toplumsal eşitlik ve yasaya bağlı adaletin vurgulandığı bir sistemle kendini yönetirken, Sparta asiller ve köleler arasında katı bir sınıfsal ayrıma dayalı bir oligarşiye sahipti. Savaşın başında oldukça etkili emperyalist bir güç olan Atina kenti savaşta Sparta'ya yenilmiş, Sparta zoruyla Atina yönetimine "Otuz Tiran" getirilmiş, bu dönemde uygulanan idamlar ve baskılar sekiz ay sonra isyanla devrilmelerine ve bu sefer yeni yönetim tarafından Otuz Tiran'ın ve yandaşarının idam edilmesine yol açmıştır. Tarihçiler Sokrates'in de bu dönemde Pelopones Savaşında Atina için büyük kayıplara neden olan Alkibiades ve Otuz Tiran'da etkili olan Critias gibi nefret duyulan figürlerle ilişkileri nedeniyle öldürüldüğünü düşünmektedir.

Dönemin varlıklı ailelerinin çocukları gibi Platon da gramer, müzik ve spor eğitimi alarak büyümüş olmalıdır; ancak o dönemin gramer ve müzik eğitimi günümüzün müzik, şiir, dil bilgisi, edebiyat, tarih gibi konularını, spor da beden eğitiminin yanı sıra savaş talimlerini de kapsamaktaydı. Spor yarışmalarından oluşan Olimpiyat oyunlarının yanı sıra şiir ve tiyatro performansı yarışmalarından oluşan festivaller Antik Yunan medeniyetinin kültürel yaşamının önemli parçalarıydı ve Platon'nun yaşadığı dönemde Atina bilim, sanat ve kültürde başı çekiyordu. Ayrıca Platon'nun hayatı boyunca iki önemli seyahat yaptığı düşünülmektedir. Birinci gezisinde Sicilya ve Güney İtalya'daki Yunan şehirlerinde orada etkili olan Pisagor ve Parmenides felsefesinden etkilendiği, ikinci gezisini yaptığı düşünülen İskenderiye veya Antik Mısır gezilerinde de Babil ve Mısır'da gelişmiş olan kozmoloji, astroloji ve Museviliğin tanrı ve yaradılış anlayışlarından etkilendiği varsayılmakla birlikte Platon'nun bu ikinci gezisinde ne gördüğüyle ilgili net veriler bulunmamaktadır. Kırk yaşında gezilerini tamamlayıp Atina'ya döndüğü söylenen Platon'un eserlerinin tahmini kronolojisine dayanılarak çıkarılan düşüncesindeki gelişmelerin seyahatlerinde gördükleri ve öğrendikleriyle ilgili olduğu düşünülmektedir.

Bunun yanı sıra Atina'nın politik dünyasına dahil olmasa da Diogenes Lartios'a göre Sicilya'nın önemli bir Yunan kenti olan Siraküza'nın yöneticisi olan Dionysius'un yanına gitmiş, Dionysius'un kayın biraderi Dion Platon'un öğrencisi olmuş; ancak tiran Dionysius Platon'a karşı çıkınca Platon köle olarak satılmış ve onu tanıyan Anniceris tarafından özgürleştirilip Atina'ya geri gönderilmiştir. Platon'un Yedinci Mektubu'na göre Dionysius öldükten sonra başa geçen Dion, Platon'u varisi 2. Dionysius'u eğitmesi ve Platon'un öğretilerine uygun bir filozof kral yapması için tekrar çağırmış; ancak 2. Dionysius Dion'dan şüphe ederek onu sürgüne yollayıp Platon'u zorla alıkoymuş en sonunda Platon Siraküza'yı terk etmiştir. Dolayısıyla Platon kendi zamanının aktif politikasından kopuk olmayan, hatta politikayla olan bağları sebebiyle hayatı tehlikeye girmiş ve kendi yaşadığı zamanın Akdeniz ve Orta Doğu kültürlerini yakından bilen birisi gibi görünmektedir. Bu açıdan Platon sadece ürettiği düşüncelerin yelpazesi ve derinliği açısından değil, aynı zamanda en azından politik felsefesini kısmı olarak da olsa uygulamaya koyma imkânı bulması açısından da az görülen filozoflardan biridir.

Tahminen gezilerini tamamladıktan sonra Akademi'deki okulu kuran Plato, bu dışa kapalı okulda dönemin Atina'sındaki pek çok önemli insanla felsefi ve bilimsel tartışmalar sürdürmüş ve özgün düşüncelerini içeren pek çok diyaloğunu bu sırada yazmıştır. Platon altmışlı yaşlarındayken 17 yaşındaki Aristotales Platon'un okuluna gelmiş ve yirmi yıl burada bulunmuştur. Bir yandan Aristotales'in Platon'la oldukça farklı bir felsefesi olması, metinlerde Platon'u pek çok nokta da eleştirmesi, Platon'un düşüncesinin çoğu noktasında problemler görmesi, öbür yandan Platon'un son döneminde yazdığı düşünülen eserlerindeki bazı iddiaların önceki metinlerinden uzaklaşması veya farklılaşması, Platon ve Aristotales arasında, aralarındaki yaş farkına rağmen üretken bir diyalog olduğunu düşündürebilir. Platon seksenli yaşlarının başında ölmüş, yerine Akademi'nin başına yeğeni geçtiğinde Aristotales Akademi'den ayrılmış, daha sonra o da Atina'nın Lyseum (bu isim de günümüzdeki 'lise' sözcüğünün kaynağıdır) bölgesinde kendi okulunu kurmuştur.

ESERLERİ
Platon'un eserleri kronolojik olarak üç gruba ayrılabilir:

İlk: Sokrates'in Savunması, Charmides, Crito, Euthyphro, Gorgias, Hippias (minor), Hippias (major), Ion, Laches, Lysis, Protagoras

Orta: Cratylus, Euthydemus, Meno, Parmenides, Phaidon, Phaedrus, Devlet, Şölen, Theaetetus

Son: Critias, Sofist, Devlet Adamı, Timaeus, Philebus, Yasalar

Fakat aslında bu ayrımı yapabilmemizi sağlayan olgular yalnızca dil bilimcilerin Platon'un dil kullanımındaki ortak özelliklere bakarak yaptığı çıkarımlar ve eserlerin içeriklerindeki değişimlere ve gelişimlere dair yorumlamalardır. Bazıları ilk ve orta dönem arasında bir geçiş dönemi de görmektedir. Kimileri ise böyle bir ayrımı yapmaya çalışmayı reddetmekte, Platon'un eserlerinin bir bütün olarak görülmesi gerektiğini savunmaktadır. Çok yakın bir zaman kadar eserlerin kronolojisi umursanmamış, hatta kurgusal olmadıkları, yaşanmış olayları aktardıkları varsayıldıkları da olmuştur. Platon'un eserlerinin tamamını (ve Platon'a atfedilen ancak sonradan onun olmadığı kanıtlanmış pek çok başka diyaloğu) yorumla birlikte 16. yüzyılda basan Henricus Stephanus'un bastığı metin günümüzde Platon'un metinlerindeki satırların referans numaralarını belirlemek için kullanılmaktadır.

İlk dönem olarak adlandırılan eserler Sokrates'in konuyla ilgili otorite kabul edilen ya da kendini otorite olarak gören birisine "... nedir?" biçiminde çoğunlukla ahlak kavramlarının anlamlarını sorması, verilen çeşitli cevapları mantıkla test ederek çürütmesi, ve en sonunda konuştuğu kişinin cevabı bilmediğini göstermesi sürecini anlatmaktadır. Çok uzun olmayan bu diyaloglar genellikle kısa soru cevap cümlelerinden oluştukları ve pek çok şaka ve gönderme içerdikleri için tiyatroya oldukça yakın, canlı metinlerdir. Sadece sorular sorduğunu, pozitif bir iddiada bulunmadığını iddia eden Sokrates kendisinin de bir şey bilmediğini iddia etmekte, bir şey bildiğini iddia eden karşı tarafın iddialarını ise boşa çıkarmaktadır. Bu diyalogların Sokrates'in Atina'da gerçekten yaptığı tartışmalara ve kendi felsefi tutumuna yakın olduğu düşünülmektedir. Bir insana sorular sorarak onun kendiyle çeliştiğini ona söyletme yöntemine "Sokratik metot" denmektedir. Bu diyalogların çoğu sonuçta varılan bir cevabın bulunamadığı ucu açık bir noktada bittiği için Antik Yunancada 'ne diyeceğini bilememe durumu' anlamına gelen aporia ile bittiği söylenir.

Orta dönem olarak ayrılan eserlerin Platon'un "idealar" (ya da formlar) teorisini geliştirdikten ve özellikle Pisagor, Heraklit ve Parmenides'in düşüncelerini inceledikten sonra yazdığı düşünmektedir. Bu dönemde de Sokrates ana karakter olsa da, çok daha uzun olan metinler bir görüşün savunulduğu ya da ispatlanmaya çalışıldığı, farklı düşüncelerin tartışılarak hangisinin doğru olduğunun anlaşılmaya çalışıldığı metinlerdir. Theaetetus bilgi nedir sorusuyla başlayıp, çeşitli iddiaları inceledikten sonra aporia ile bitse de bu sürede Sokrates pozitif iddialar olarak yorumlanabilecek pek çok argüman vermektedir. Parmenides diyaloğu ise Parmenides'in Sokratesi çürütmesi sonrası amacı hâlâ daha farklı farklı yorumlanan uzun bir bölümle devam etmektedir. İlk döneme zıt olarak Phaidon, Devlet ve Parmenides'de asıl düşünceleri çürütülen ya da sorgulanan veya düşüncelerini ispatlanması beklenen kişi Sokrates karakteridir, fakat bu dönemdeki eserlerin hiçbirinin gerçek Sokrates'i yansıtmadığı, Platon'un kendi özgün fikirlerini ortaya koyduğu düşünülmektedir. Platon'un en ünlü eserlerinden Devlet, Phaidon, Şölen ve Meno bu dönemdedir.

Son dönem eserlerinde ise Platon iyice diyalog formatından uzaklaşmış, her ne kadar karakterler ve bir sahne olsa da ve monoloğa yaklaşan kesintisiz uzun konuşmalardan oluşan oldukça karmaşık argümanlar ve iddialar içeren diyaloglar yazmıştır. Timaeus, Sofist, Devler Adamı ve Yasalar gibi eserlerinin nasıl yorumlanması ve orta dönem eserleriyle lişkisi bugün hâlâ tartışma konusudur. Özellikle Timaeus'ta geliştirdiği ontolojik, metafiziksel ve kozmolojik argümanlar felsefe ve bilim tarihinde oldukça etkili olmuştur, zaten Rönesans'a kadar Avrupa'da Platon'un tek bilinen eseri Timeaus'tur. Her ne kadar Platon bu son dönem eserlerinde orta dönem eserlerinde ele aldığı konuların çoğunu yeniden ele alarak çok daha gelişmiş teoriler ortaya atsa da günümüzde bu metinler Platon'un orta dönem eserleri kadar popüler değildir.

Konuların işlenişi değişse de Platon'un bütün eserlerinde karakterler, olayların geçtiği yer ve zaman, tartışmaların nasıl bir atmosfer içerisinde ilerlediği karakterlerin verdiği tepkiler argümanların birer parçasıdır, dolayısıyla Platon'un diyalogları salt felsefi ispatlar sunan metinler olarak değil, edebi sanat eserleri olarak okunmalı ve Platon'un felsefesi bu perspektif göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır.
  Alıntı ile Cevapla

IRCForumda.Net Reklamlar
sohbet isami sohbet
Cevapla



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık