Merkez Bankası'nın yüzde 80'i geçen enflasyona rağmen beklentilere uygun şekilde iktisat biliminin temel kurallarına ve ekonomik gerçeklere aldırmadan faizleri düşürmesi, piyasalara güven verdi.
Faiz düşürme kararıyla önümüzdeki haftalarda dışarıdan güç bela bulunan 15-20 milyar dolar dövizin de dolar'ı 20 TL'nin altında tutabilmek için harcanmasını, o bitince de Ekim-Kasım gibi önce döviz kurunun ardından enflasyonun bir kez daha patlamasını garanti altına alan TCMB, sayısı az da olsa kimi çevrelerde dile getirilen "Acaba bunlar mantıklı bir kaç iş yapıp ekonomiyi toparlayarak seçimi alabilir mi?" şeklindeki endişeleri de boşa çıkarmış oldu.
Kararı değerlendiren ekonomistlerse, geçmişteki tanzim satışlar ve market baskınlarından aldığı sonuç belliyken üretici enflasyonu %150'ye yaklaştığı bir ortamda Tarım Kredi Kooperatiflerine 2 TL ucuza ürün sattırarak fiyatları düşürebileceğine inanan anlayışın istikrarlı bir şekilde saçmalamaya devam ettiğine dikkat çekerlerken, hükümetin yüksek enflasyonla bankaları zengin edip halkı fakirleştirme, TL'nin değerini düşürme ve yüksek cari açıkla Türkiye'yi iflasa sürükleme yönündeki kararlı duruşunu önümüzdeki aylarda da aynen korumasını beklediklerini ifade ettiler.
"Geçen sene Eylül ayından başlayan faiz indirimlerinden sonra kurda ve enflasyonda yaşanan patlamanın kimseye en ufak bir ders olmadığı netleşti. Enteresan şekilde hala faiz sebep-enflasyon sonuç sanıyorlar. Bir mucize olup da bir yerlerden 50-60 milyar dolar bulsalar bile bir halta yaramayacağını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz" diyen uzmanlar, ekonomi yönetiminde ne yaptığını bilen tek bir kişinin bile kalmamış olmasının Türkiye için şu aşamada önemli bir şans olduğuna vurgu yaptılar.





zaytung.com