15.Şubat.2024 | #1 |
Çevrimdışı
Mobilokey.org |
Deliden Allaha Mektup 2
Merhaba ALLAH’IM yine ben… kulun… Sana bu mektubu ancak yazabiliyorum… Bir önceki mektubumdan sonra epey zaman geçti biliyorum… Çünkü hep uyudum, daha doğrusu, bu bizim gerzek mobilyacıyla mahalleli, beni şikayet etmişler devlete. Onlar da beni, deli gömleğine bağlayıp, sarıp sarmalayıp, ağlata ağlata götürdüler bir tımarhaneye hepsinin hesabını sen soruver mahşer yerinde. Ha... Bu arada; hastanenin adı, biz deli olunca tımarhane oluyormuş bu denyolar ismini öyle koymuş… Doktorlar öyle çok da ilgilenmediler aslında. İlk zamanlar dayadılar iğneyi ilacı, uyuttular bu zavallıyı. Özür dilerim Allahım. Ancak ellerinden kaçar kaçmaz yazabiliyorum sana bu satırları… Allahım babama ve anneme selam söyle ama böyle delirdiğimi belli etme ne olur… Annem biliyor sahi ama yine de unutturuver Allahım… Şimdi O, öldüğüne değil; beni bırakıp gittiğine üzülüyordur. Sen onu cennetinle teselli ediver ne olur… Bir de babama mahallede bana yaptıklarından da söz etme. Çünkü babam severdi ahaliyi, kalbi kırılır üzülür diye korkuyorum… Allahım, bunlar beni hastaneye aldırmadan evvel ben bir Cuma namazına gitmiştim. Ha tabi; sen çağırtmışsın, müezzin öyle dedi… Şadırvanda abdest alırken ben; elimi dirseklerime kadar ve yüzümü yıkadım, Başımla ayağımı da sildim. Oradan beni izleyen hacı amca bir sürü fırça attı bana yanlış yapıyormuşum… “ağzını burnunu da yıka. Ensene, kulaklarına da su çal bakayım” diye beni azarlayıp kendi kendine de “bu delinin burda ne işi var yahu” diye mırıldandı…. Ben de ona döndüm; “ulan hacı, sen önce git bankaya faize yatırdığın paradan utan” diye bağırınca beni caminin avlusundan kovdular, Bunların hepsi sana güya inanıyorlar ama sen yokmuşsun gibi yaşıyorlar… Ben de dışarıda bekledim bir süre. onlar namaza durunca, usulca girip camiye, o hacının arkasından yaklaşıp kıçına bir tekme attım. Burnunun üstüne yığıldı secdeye… ha ha ha ha ha…… Kaçtım ama arkamdan kimse gelmedi… Allahım sen bunlara bir kitap göndermedin mi; ve bir de peygamber? Bunların ne ibadetleri doğru ne yaşantıları… Ne haramı ne helali biliyorlar; ne de senin ilahlığını… Bunlar süs olarak asıyorlar duvara senin gönderdiğin kitabı. Ama ben hepsini okudum Allahım, hem de kaç defa… Şimdi ben mi deliyim; onlar mı, acaba? Ben sana gelince; sen beni hesaba çekmeyecek olsan da, ben sana alnımın akıyla geleceğim, inan bana… Allahım, bir de şu bizim mobilyacı var ya hani, O’nun dükkanına vardım yine, Yeni yeni mobilyalar getirmiş, vitrinini de bir güzel süslemiş… “Naber lan deli, ne geziyorsun yine buralar da” dedi bana Ben de; “kaybettiğim aklımı arıyorum” dedim… “Bulabilecek misin bari?” diye dalga geçti benimle. Ben de; “hiç olmazsa ben aramaya çıktım kabettiğim aklımı, sen akıllısın ya sen önce kaybettiklerini bir sorgula bakalım” deyince, “lan git karıştırma benim kafamı” diye kovdu beni… Ben de yine bir taş aldım yerden. Korkudan içeriye bir kaçışı vardı bir görsen var yaa…. Ha ha ha ha ha... Oysa; sen kızarsın diye ben atmayacaktım o taşı Allahım… Ha... Kızmıyacağını bir bilsemmm…… hıııımmmmm….. Ha... Bu arada, şu bana yazmadığın kız var ya Allahım; onun bir oğlu olmuş yeni öğrendim, ismini de Kadir koymuş… Kimse ismimle seslenmese de, benim adım da Kadir ya Allahım; acaba o kız benim adım diye mi koymuş bilemedim… Ama eğer öyleyse; o da bana çekmez delirmez değil mi Allah’ım? Neyse Allahım; sen mektubuma yine son verdirirken, ben ne kadar delirmiş olsam da; sana olan inancımı, güvenimi hiç kaybetmedim inan bana… Bir daha mektup yazacak kadar vaktim olmazsa, sen beni alırsan yanına; bu mektubu da orada herkesin için de okuyacağım… Şimdilik kendimi ben sana emanet ederek susuyorum, Allahım… Allahım? Allahımmm…. Murat Bekir Alpars |
|
|