KOÇ:
Koç takiptedir, hoşlandığı kişinin kirpiğindeki değişimi, saçındaki hafif kesimi fark eder! İçindeki çocuğu alır önüne, senden hoşlanıyorum demek yerine başlar dalga geçmeye! Gömleğin çok komik olmuş der başlar gülmeye, o göz makyajı ne öyle pandalara mı özendin der muzipliği elden bırakmaz! Aslında yaptığın her şeyi takip ediyorum, seni beğeniyorum demek ister, açıkça diyemez de kaşını konuşur, gözünden bahseder, yanındaki arkadaşını diline dolar, “O ben olsam bari!” iması eder! itişir, kakışır, çocuk gibi dalaşır! Canını da acıtır! Zaten ayı da yavrusunu severken öldürür!

BOĞA:
Saatler günleri kovalar, haftalar ayları, zamanlar geçer, saatlerdeki kumlar biter, Boğa’nın saçına aklar düştüğü de olur, ama o an gelmeden ses etmez! Koruma içgüdüsü, sahiplenme girişimi, takipte kalıp uygun zamanı kollama niyeti derken Boğa uzunca bir süre, çalıların arasında bekler, ceylanın en uygun anını gözler, gözlerini üstüne bir kitler, daha da açmaz! Ne zaman baksan gözü sendedir, biraz mahcup, biraz da heyecanlıdır hani! Öylece kronik bir tebessümle yüzüne bakar, bir şey söyleyecek sanırsın ama hep susar! Duygusunu şimdilik içinde besler, yeterli doygunluğa gelmeden hamle yapmaz! Ama sen anlarsın, Boğa’nın gözü senden başkasını görmez!

İKİZLER:
İkizler’in kalbi senin için çarparsa, canı hep dokunmalı, sarmaşmalı, bol bol temaslı sohbetler ister, ama ne uzanıp elini tutar ne göz bebeklerinin içine bakar! Ne yapsam ne etsem diye düşünür taşınır, yolunu bulur! Arzusunu oyunlaştırır; “Elim senden büyük mü ki?” der avuç içlerinizi bir güzel örtüştürür, parmak ölçünü alır! Azıcık da gülelim deyip gıdıklar, çaktırmadan tenini teninle tanıştırır, azıcık da yakınlaşır! Saçların bozulmuş dur düzelteyim der, oradan masaja geçer, fiziksel temasın önünü açar, adım adım yaklaşır! İkizler ne yapar eder, uzanıp dokunabileceği yakınlıkta kalır!

YENGEÇ:
Zaten şefkatli olan, çevresinin ecza dolabı, imdat çekici, yardım çağrısı Yengeç senden hoşlanırsa, herkes gibi bir sevgi mi yoksa sana özel bir ilgi mi başlarda anlayamazsın! Arkadaşça günaydın kucaklaşmaları, öpmeden ayrılmamalar sıklaşınca bil ki bu işte; bir yakınlık, bir farklılık var! sohbetin koyusuna bir seninle dalar, elli kere gitmem gerekiyor der, yüz kere çantasına davranır, hazırlanır, ayaklanır, bir türlü gidemez, tüm işler yalan olur! Henüz arkadaş sularından pek açılmasa da yakındır göğsüne yaslanır!

ASLAN:
Zaten özenliydi deyip kimse kendini kandırmasın, son günlerdeki şıklık, ekstra bakım, aynalara düşkünlüğün sebebi ne ola ki? Yolda yürürken vitrin camlarından aynı yapar, mesaj yazıyorum diye ön kameradan makyajına bakar, taksinin dikiz aynasını bir başına kaplar! Aynı anda bulunduğunuz bir kalabalık bulsun, cesaret şov yapar, kendini göstermek için olur olmadık her konuda iddiasını ortaya koyar! Sesi fazla çıkan Aslan’ın garip karşılandığı da olur!

BAŞAK:
Hoşlandığını henüz kendine dahi itiraf etmediyse, duygusunu hiçbir dedikoduya meze etmediyse, kaygı duyacağı bir bilgi yayılımı mümkün değilse, Başak kolları sıvar; ödevlerinin tümünü yapar, hazır sunum dosyaları teslim edip işinde yolunu açar, geceleri sabah eder, kendi işlerini aksatır, seninkileri önem sırasında en başlara koyar! Bir de özenir! En mükemmelini tasarlar! Çantanı düzenler, eksiklerini tamamlar! Ama oldu da birinin kulağına hoşlandığı bilgisini çaldıysa, bir de gaflet içinde ismini söylediyse, Başak korkudan evden çıkmaz; “Ya belli edersem ya biri bir şey derse?” endişesiyle ortadan kaybolur!

TERAZİ:
Vücut dili kendini ele verir! Terazi ani bir manevrayla yıllarca besleyip büyüttüğü kendisini kenara koyar, hoşlandığı kişinin aynası olur çıkar, sohbete taklit ederek başlar! Konuşurken farkında olmadan sana doğru eğilir, iletişimini göz hapsinde sürdürür! İlgi alanlarını çarçabuk benimser, cümle aralarında yakaladığı her diziyi, filmi izler, kitabı okur, sanatçıyı tanır, bir dahaki sohbette hazır bulunur! Nereye gidecekse peşinden izler, bir de “Sen de mi buradaydın?” şaşkınlıklarıyla planını tesadüf maskesiyle gizler! Artık kafanı kaldırsan bak şu Allah’ın işine ki Terazi’yi karşında bulursun!

AKREP:
Hoşlandığını gizlemek istiyorsa, poker face Akrep’in senden hoşlandığını anlaman hiç kolay olmaz! Ser verip sır vermeyen Akrep duygularını canı istemedikçe çaktırmaz! Dibinden ayrılmayanlara, sana haddinden fazla yakınlaşanlara, kıskançlık damarlarının etkisiyle ufak tefek tuzaklar kurabilir. Her gün bir yeni olayla güne uyanır, yalnız kalmaya başladığını hissedersen, bil ki bu işte Akrep’in parmağı vardır! Lafın arasında verdiğin bilgileri özenle saklar, sana dair ne varsa paketler, günü gelince kullanmak üzere saklar!

YAY:
Yay, utanıp gözlerini kaçırmaz, uygun zamanı bekleyip sabrını taşırmaz! Başkalarının uygunsuz bulacağı iltifatlarla yüzleri kızartabilir, satır aralarında yatak odasına göndermeler yapabilir! İçindekileri en ayıplı haliyle dalgaya bırakır, duygular çarçabuk kıyıya vurur! Seni eğlendirmek için fıkralar anlatır, keyfin kaçıksa dibinde biter, moraline doping kahkahaları attırır! Sohbete ortasından destursuz girer, senin olduğun yerlerden pek ayrılmaz!

OĞLAK:
Hedef odaklı ve ciddi biri olan Oğlak, kaşını gözünü ayrı oynatmaz, lafı döndürüp dolandırmaz, konuyu fazla uzatmaz, duygusunu saklı gizli yaşamaz! Ortamda sohbette benim de cümlem bulunsun diyen kim varsa ignore eder, tüm dikkatlerini senin konuşmana odaklar. Bir tek seni dinler, zihnini sana kilitler! Hedef odaklı Oğlak, sana dair sorular sorar, işine yaramayacak yan bilgileri kulak arkası yapar, gerekeni stoklara atar! Karar verip uygun vakitte açılır, konuyu kapatır!

KOVA:
Özellikle baş başa kaldığınızda gerginliği her yerinden okunur! Bir defa gözlerini fıldır fıldır olur, senden başka her şeye odaklanır, seni gözden kaçırdığı sanılır! Elini ağzından çeker bacağı durmaz, bacağı durur saçıyla oynar, o da olmaz sakarlıklar yapar! Ama sorular bildiği yerden gelir, konu uzmanlık alanını işaret ederse, tüm bilgisini göstermek için devraldığı konuşmasıyla darlar! Başta bu kadar çok şeyi nereden biliyor diye düşünürsün, zamanla ne kadar gereksiz bilgi biriktirdiği kanaatine varırsın! Sohbeti dakikalar sonra günlük yaşamdan uzaklaşır, Kova teknik konferansını uzatır da uzatır!

BALIK:
Balık makul olanın ölçüsünü bilmez! Sana kendini özel hissettirmek konusunu biraz abartır! Şakalarına istisnasız gülmeyi abartır, bahar yeli esse ceketiyle ter bastırır, güzelliğini diline dolar kimden şaşkınlıkla aynalara baktırır! Balık’a hisleri vur der, o öldürür! Önce bir sorar “Turgut Uyar okur musun?”. Bilsen de bilmesen de fark etmez! Balık ezberlediği onca şiiri kendine saklayacak değil ya, zaten şiir de bu günler için ezberlenmez mi! Gözündeki ışıkları karartır, gönlünün romantik kapılarını açar, yeri mi, zamanı mı bilmez! Başlar şiir okumaya! Balık’ın sevgisi önce bir afallatır!